Yeni İçerikler

Muz ve Muz Kabuğunun Cilde Faydaları

Meyveler içerisinde en çok sevilenlerden biri de muzdur. Muz ve muz kabuğu…

Ucuz Domain Nereden Alınır ?

Ucuz domain almak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz: Not: Fiyatlar değişebilir ve farklı…

Sosyal Medya Uzmanı Nedir ?

Günümüzün dijital çağı, işletmelerin sosyal medya uzmanlarına ihtiyaç duymasına neden olmuştur. Sosyal…

5G Teknolojisi ve Kablosuz Bağlantının Geleceği

5G teknolojisi, kablosuz bağlantıların geleceği açısından büyük bir dönüm noktasıdır. Bu yeni…

Veri Bilimi ile Müşteri Sadakati Artırma Yolları

Müşteri sadakati, bir işletme için son derece önemlidir. Müşterilerin tekrarlı satın alma…

Editor'ün Seçimi

Takıntı Hastalığı Nedir?

Takıntı hastalığı nedir? Sorusuna karşılık olarak genel anlamda takıntılı fikirlerin, duygu ve
düşüncelerin günlük hayatı etkileyecek derecede etkin olması durumu denilmektedir. Bu durum
kişilerin günlük hayatını ciddi ölçüde etkilemektedir. Bundan dolayı gerekli desteğin zamanında
alınması büyük öneme sahip olmaktadır. Takıntı hastalığı özellikle de ergenlik ve yetişkinlik
dönemlerinde etkisini gösterebilen bir rahatsızlık olabilmektedir. Bu nedenle de fark edildiğinde kısa
sürede psikolojik destek alarak tedavinin sağlanması da mümkün olabilmektedir. 
Takıntı hastalığı nedir? Sorusuna cevap olarak tıp dilinde obsesif  kompulsif bozukluk adıyla geçtiğini
söylemek mümkündür. Farklı yaş gruplarında görülebilen bir rahatsızlıktır; en genel hali ile herhangi
bir düşünce, duygu ya da eylem konusunda saplantılı şekilde hareket edilmesidir.
Kişiler sahip oldukları tek bir fikre yönelik olarak tüm yaşamlarını buna uygun şekilde kontrol etme
isteğine sahip olabilmektedir. Ayrıca yaşanan bu durum, sosyal ilişkileri, ikili romantik ilişkileri, okul ve
iş yaşamlarını ya da aile içi iletişimi bile etkileyebilmektedir. Kişilerin kendisi de bu durumdan büyük
ölçüde etkilenebilmektedir. Özellikle de yaşanan takıntılı hareket etme eğilimi, gündelik hayatlarında
farklı alanlardan soyutlanmaya neden olabilmektedir. Bu soyutlanmayı kişiler kendileri isteyerek
yapmaktadırlar.
Kısacası, takıntı hastalığı nedir? Sorusuna cevap olarak halk arasında takıntı olarak bilinen asıl adının
obsesyon olduğu saplantı diye de adlandırılan bir rahatsızlık olduğunu söylemek mümkündür.

Takıntı Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Takıntı hastalığının kişilerde farklı belirtileri görülebilmektedir, her birey de ayın belirtiler
olmamaktadır. Farklı takıntılara yönelik farklı belirtilerin olması da mümkün olabilmektedir. Sıklıkla
görülen bazı belirtilerinden bahsedecek olursak eğer çeşitli davranışların tekrarlanması ve bu
davranışları yaparken sayma işleminin yapılması sık görülen bir rahatsızlık belirtisi olabilir.
Örneğin; kişi elini bir kaç kez sayarak yıkar ve ancak bu şekilde temiz olabileceğini düşünür. Bunlara
ek olarak karşı cinsten biriyle buluşma konusunda kısıtlayıcı olma, başka bir bireyle tokalaşmama,
ortak alanlardaki kullanımı ortak olan eşyaları kullanmama, kişinin kendine hastalık teşhisi koyması
gibi bazı belirtileri olabilmektedir. Bu belirtiler sık görülüp yine de her birey de aynı belirtiler
görülmemektedir.

Kilo Verme Yöntemleri

Kilo vermeye çalışan kişiler bu süreçte pek çok yöntemi denemeye başlar. Denenmiş ve test edilmiş tüm yöntemler ya etkilidir ya da etkisizdir. Bu nedenle etkili kilo verme yöntemlerini denemek ilk yapılması gereken şeydir. Bu yöntemler, her birey için etkililiklerine göre değişir, ancak genellikle yararlıdır.

Kilo Almanın Nedenleri?

Fazla kilolu ve kendini iyi hissetmeyen kişiler için çeşitli kilo verme yöntemleri vardır. Tabii ki, neden kilo aldığınızı önceden bilmeniz gerekiyor. Kilo alma nedenleri;

  • Yetersiz beslenme,
  • Aşırı yağlı ve şekerli ürünlerin tüketimi,
  • Gün içinde uzun süre hareketsiz kalma,
  • Uyku bozukluğu,
  • Geç yemek yeme alışkanlığı
  • Genetik problemler,

Herkesin kilo almak için farklı sebepleri vardır. Bunun en önemli nedeni ise taraflı ve sağlıksız beslenmedir. Kilo vermenin en iyi yolu pek çok kişinin tercih ettiği diyettir. Birçok insan diyet yaparak kilo verir. Elbette diğer kilo verme yöntemlerini kullanmak da mantıklıdır.

Yürüyüş ve Egzersiz

Kilo verme yöntemleri arasında spor yapmak önemlidir. Kilo vermek için aktif olmalısınız. Aktif kalmak için egzersiz önemlidir. Yürüyüş ve egzersiz, kilo vermeyi teşvik etmenin yollarıdır.

Sağlıksız Ürünlerden Kaçının

Kilo verme yöntemleri arasında sağlıksız ürünlerden kaçınmanız önemlidir. Kilo vermenin en etkili yollarından biri sağlıksız ürünlerden uzak durmaktır. Özellikle şeker ve aşırı yağlı ürünlerden kaçınılmalıdır. Ekmekleri tam buğday veya benzeri sağlıklı çeşitlerden seçmeli ve gün boyunca tutarlı porsiyonlarda yemelisiniz.

Tok Tutan Bir Şeyler Yiyin

Sizi tok tutan yiyecekler büyük bir yardımcıdır. Sizi tok hissettiren yiyeceklerin gün içinde sizi aç hissettirme olasılığı daha düşüktür. Aç hissetmeyeceksin, bu yüzden daha az yiyeceksin. Yumurta, badem, yoğurt, yulaf ezmesi ve fındık özellikle tok tutan besinler olarak öne çıkıyor.

Meyve ve Sebze Yiyin

Kilo verme sürecinde meyve ve sebze tüketmek oldukça iyi sonuçlar vermektedir. Özellikle bozulmamış meyve ve sebzeler daha etkilidir. Ayrıca meyve ve sebzeler sağlıklı beslenmede önemli bir rol oynar.

Kahve İçmek

Kilo verme yöntemleri arasında kahve içmekte önemlidir. Kahvenin nasıl tüketileceğine dair görüşler farklılık gösteriyor ancak sade veya şekersiz, kremasız veya aromasız Türk kahvesi içmek %30’a kadar daha hızlı yağ yakabiliyor. Kafein metabolizmanızı hızlandırır, ancak aynı zamanda antioksidanlar da sağlar.

Bebeklerde Ayrılık Kaygısı Nedir?

Ayrılık kaygısı, 6 ila 7 aylık bebeklerin çoğunda bir nesne sürekliliği duygusu geliştirdiğinde ortaya çıkan gelişimsel bir kilometre taşını ifade eder. Bu, bebeğin bir nesnenin veya kişinin (ebeveyn) odada veya yakınlarda olmasa bile var olduğunu bildiği anlamına gelir. Ayrılık kaygısı, bu önemli yeni gelişmenin doğrudan bir sonucudur. Bebekleri güvensiz ve savunmasız hissettiren şeylerden biri, onlardan ne kadar uzakta olduğunuzu bilmemektir. Bu nedenle bebeği yatağına yatırırken, sabah işe giderken ya da bakıcıya götürürken histerik ağlamalar olabilir. Tanıdık olmayan çevre ve bakıcılar, ayrılık kaygısını şiddetlendirebilir.

Ayrılık Kaygısı Hangi Yaşlarda Görülür?

Ayrılık kaygısı bozukluğu en çok 2 yaş altı bebeklerde ve aşağıdaki yaş gruplarında görülür:

  • 6-7 ay: Bu süre zarfında ve bazen daha da erken, birçok bebek nesnelerin kalıcılığı duygusu geliştirir.
  • 9-10 ay: O zaman bebek günlük hayatı daha iyi anlamaya başlayacaktır. Ancak bebekler biraz farklı olan sosyal senaryoları anlamaya başladıkça ayrılık kaygısı bu dönemde alevlenebilir.

13-14 ay: Bu aşamada bebekler duygularını ifade etmekte zorlanabilirler ve ayrılık kaygısı tekrarlayabilir. Bu süre zarfında ne dediğinizi anlayabilirler ancak duygularını ifade edemezler

Öz Güvenceler Nasıl İletilir?

Ayrılık kaygısını tamamen önlemenin bir yolu yoktur. Ancak bu zor dönemde bebeklere ve ebeveynlere yardımcı olabilecek bazı ipuçları var. 8 ay ile 1 yaş arasında çocuklar ilk kez ayrılık kaygısı yaşarlar. Çocuğunuzu tanımadığınız bir kreşe veya bakıcıya bırakmayın. Ayrıca, yorgun, aç veya huzursuzken oradan ayrılmayın.

Yavaş yavaş yeni insanları ve yerleri tanıtın. Çocuğunuzu bir akrabanıza veya yeni bakıcıya bırakmayı planlıyorsanız, odada birlikte vakit geçirebilmeleri için onu önceden davet edin. Çocuğunuz yeni bir anaokuluna veya kreşe başlıyorsa, tam zamanlı bir programa başlamadan önce birkaç kez ziyaret edin. Sizden ayrı olmaya alışmasına yardımcı olmak için sevgilinizle kısa süreliğine dışarı çıkmayı deneyin. Bebeğinizden ayrı kaldığınızda güzel ve sevgi dolu bir veda ritüeli oluşturun. Sakin bir şekilde çocuğunuza ağlamasının ve hoşça kal demenin sorun olmadığını söyleyin. Geri geldiğinden emin olun. Çocukların anlayabileceği kavramları kullanarak (örneğin öğle yemeğinden sonra) ne zaman döneceğinizi açıklayın. Ayrıldığınızda veda etmek ve geri dönmemek, işleri daha da kötüleştirecektir

Newsletter Subscribe

Get the Latest Posts & Articles in Your Email

We Promise Not to Send Spam:)